Çok yakın dostlarımdan biriyle aldatma ve aldatılma üzerine sohbet ederken ilgimi çeken 3 teori üzerinde yoğunlaştık. Bunlardan ilk 2 si aslında zaten bildiğimiz ama farkında olmadığımız sonuncusu ise doğru olmasını istemediğimiz ama aksini de ispat edemediğimiz bir teori oldu. Şöyle ki :
1) Aldatma aslında ilişkinin ömrünü uzatan bir olay. Yani aslında içinde eksikler, sorunlar barındıran bir evlilikte çiftlerden herhangi biri aldatmaya başladığında bu eksikliği diğer kadınla/adamla giderdiği için bu sorun, eksiklik artık evliliğinde ve hayatında bir sorun olmaktan çıkıyor. Yanı gidip ihtiyacı her ne ise artık (sex, entellektüellik, sohbet edememe,sevgi arsızlığı....) diğerinde bu duygularını tatmin ediyor ve belki bu eksiklikten dolayı evliliğini bitirebilecekken aldattığı için tam tersine yıllarca evliliğini sürdürebiliyor...
Bu arada 3.şahıs da yıllarca evliliğini bitirecek de benimle evlenecek diye bekleye dursun. İşte tam da teorimizin temelini güçlendiren olay: Erkek/kadın evliyken bir diğeri ile ilişkiye başlıyor ve söylediği ve aslında gerçekten yaşadığı şu: "Çok mutsuzum. Karımda/kocamda aradığımı bulamıyorum. Beni .... tarafında asla mutlu etmiyor. Ve bir kaç aya kalmaz boşanacağız." İşte tam da bu sözleri duyup daha evlilik bitmeden ilişki yaşamaya başlayan 3. şahız farkında olmadan tüm eksiklikleri dolduruyor ve aldatan kişinin artık evliliğini bitirmesine gerek kalmıyor. Çünkü bir anda o mutlu bir kişi artık. Neden boşansın ki...
2) 2. Madde bir teoriden çok bir soru aslında. Yani bunun teorisini oluşturmadık henüz. Bu kısmı biz de anlamıyoruz çünkü. :) 3. şahıs neden 3. şahız olmayı istiyor ya da kabul ediyor? Yani herkes düzgün bir ilişki istemez mi? Ok, herkes değil belki ama çoğu kimse... Yani bu kişileri anlamıyoruz biz. Gidip kendi hayatlarının başrolu olmak, erdemlerini kaybetmeden mutlu olma şansları varken neden evli, sevgilili, nişanlı insanlarla birlikte olmayı seçiyorlar? Burası bizim anlam veremediğimiz kısım?
3) Bu da 1. maddenin aldatılan kişiler tarafını. Mesela: Bir erkeğe kimse "Senin sadece bir erkek arkadaşın olabilir demiyor değil mi? Yani şu onlarca arkadaşından birini seç. Hayatının geri kalanında tüm maçlara onunla gideceksin, tüm gece gezmelerine arkadaş eğlencelerine, partilere onunla gideceksin." demiyor değil mi?
Ya da bir kıza "Şu kız arkadaşlarından birini seç ve artık sadece onunla dedikodularını paylaş, her akşam onunla ye, hep onunla sinemaya git, pijama partilerinde de sadece ikiniz olun." demenmiyor yine aynı şekilde.
Peki neden karşı cinsle ilgili (ya da bazı durumlarda aşık olduğunuz hemcinsinizle ilgili) böyle bir kısıtlama var? Yani neden hayatımızın sonuna kadar aynı adamla/kadınla mutlu yaşamak zorundayız? Belki gerçekten biri ile yatakta çok mutluyuz, bir diğeri ile uzay-zaman ilişkisi hakkında sohbet etmeye bayılıyoruz, bir diğeri ile de yemeklere çıkmak bizi kahkahalarla güldüğümüz bir eğlence maratonuna dönüşüyor...
Burada "hepsiyle yatmadığımız sürece sorun yok" dediğinizi duyar gibiyim ama "Hadi yani!" Kim hangi evlilikte yatmadan da olsa diğer şeyleri yapmaya izin verir ki... Kimse...
İşte teorilerimiz bunlar. Siz ne dersiniz?
1) Aldatma aslında ilişkinin ömrünü uzatan bir olay. Yani aslında içinde eksikler, sorunlar barındıran bir evlilikte çiftlerden herhangi biri aldatmaya başladığında bu eksikliği diğer kadınla/adamla giderdiği için bu sorun, eksiklik artık evliliğinde ve hayatında bir sorun olmaktan çıkıyor. Yanı gidip ihtiyacı her ne ise artık (sex, entellektüellik, sohbet edememe,sevgi arsızlığı....) diğerinde bu duygularını tatmin ediyor ve belki bu eksiklikten dolayı evliliğini bitirebilecekken aldattığı için tam tersine yıllarca evliliğini sürdürebiliyor...
Bu arada 3.şahıs da yıllarca evliliğini bitirecek de benimle evlenecek diye bekleye dursun. İşte tam da teorimizin temelini güçlendiren olay: Erkek/kadın evliyken bir diğeri ile ilişkiye başlıyor ve söylediği ve aslında gerçekten yaşadığı şu: "Çok mutsuzum. Karımda/kocamda aradığımı bulamıyorum. Beni .... tarafında asla mutlu etmiyor. Ve bir kaç aya kalmaz boşanacağız." İşte tam da bu sözleri duyup daha evlilik bitmeden ilişki yaşamaya başlayan 3. şahız farkında olmadan tüm eksiklikleri dolduruyor ve aldatan kişinin artık evliliğini bitirmesine gerek kalmıyor. Çünkü bir anda o mutlu bir kişi artık. Neden boşansın ki...
2) 2. Madde bir teoriden çok bir soru aslında. Yani bunun teorisini oluşturmadık henüz. Bu kısmı biz de anlamıyoruz çünkü. :) 3. şahıs neden 3. şahız olmayı istiyor ya da kabul ediyor? Yani herkes düzgün bir ilişki istemez mi? Ok, herkes değil belki ama çoğu kimse... Yani bu kişileri anlamıyoruz biz. Gidip kendi hayatlarının başrolu olmak, erdemlerini kaybetmeden mutlu olma şansları varken neden evli, sevgilili, nişanlı insanlarla birlikte olmayı seçiyorlar? Burası bizim anlam veremediğimiz kısım?
3) Bu da 1. maddenin aldatılan kişiler tarafını. Mesela: Bir erkeğe kimse "Senin sadece bir erkek arkadaşın olabilir demiyor değil mi? Yani şu onlarca arkadaşından birini seç. Hayatının geri kalanında tüm maçlara onunla gideceksin, tüm gece gezmelerine arkadaş eğlencelerine, partilere onunla gideceksin." demiyor değil mi?
Ya da bir kıza "Şu kız arkadaşlarından birini seç ve artık sadece onunla dedikodularını paylaş, her akşam onunla ye, hep onunla sinemaya git, pijama partilerinde de sadece ikiniz olun." demenmiyor yine aynı şekilde.
Peki neden karşı cinsle ilgili (ya da bazı durumlarda aşık olduğunuz hemcinsinizle ilgili) böyle bir kısıtlama var? Yani neden hayatımızın sonuna kadar aynı adamla/kadınla mutlu yaşamak zorundayız? Belki gerçekten biri ile yatakta çok mutluyuz, bir diğeri ile uzay-zaman ilişkisi hakkında sohbet etmeye bayılıyoruz, bir diğeri ile de yemeklere çıkmak bizi kahkahalarla güldüğümüz bir eğlence maratonuna dönüşüyor...
Burada "hepsiyle yatmadığımız sürece sorun yok" dediğinizi duyar gibiyim ama "Hadi yani!" Kim hangi evlilikte yatmadan da olsa diğer şeyleri yapmaya izin verir ki... Kimse...
İşte teorilerimiz bunlar. Siz ne dersiniz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder